MEHMET AKSEL'DEN

Kadınlar

07.01.2021

Etrafım kadınlarla çevrili.

Ve çok çok çok da memnunum bu durumdan.

 

Ev ve civarı cıvıl cıvıl. Karım, iki kızım. Evdeki üç köpeğimiz bile dişi, kızların iki atı da kısrak. Bahçedeki kediler bile ikiye bir dişi. Her yer gülümsüyor.

Ailede de kadınlardan geçilmiyor; anneler, teyzeler, baldızlar, yeğenler, kuzenler, onlarca kadın.

İşe geliyorum, canım ortağım kadın. Yanısıra MSA’nın bir kişi hariç tüm yönetim ekibi kadın. Durum galiba sekiz ya da dokuza bir.

Onların ekiplerinin de (20 kişinin üzerindedir) yine tamamına yakını kadınlardan oluşuyor, yanlışım yok ise sadece iki erkek var ekiplerinde.

Eğitmen şeflerimizde de azımsanmayacak bir kadın varlığı (sayılar hâlâ eşit değil ama olacak, hatta geçecek umarım) hissediliyor. 

Mesleki eğitim alan öğrenciler aşçılık sınıflarında eşit gibi olsa da pastacılık, ekmekçilik, barista sınıfları yine kadın öğrenciler ağırlıklı diyebilirim. Öte yandan işletmecilik ve barmenlik sınıflarında da kadın öğrenci sayısı gözle görülür bir şekilde artışta.

MSA’nın restoranı da kadın erkek eşitlikli; girin mutfağa görün durumu, oturun masaya görün servisi.

Nasıl, etrafım gerçekten kadınlarla çevriliymiş değil mi?

Kendi çevremde mutlu olsam da gündem bu sıralar çok parlak olmadığından ne yazık ki herkesin canı çok sıkkın.

Etraf sıkkın olunca ben de doğal olarak etkileniyorum ve sıkça karşıma çıkan bir haber çeşidi var ki asıl o özellikle canımı sıkıyor.

Pandemi döneminde kadın işsizliği artmışmış…

Haberlerde diyor ki; “Pandemi döneminde kadın çalışanların yaşadığı en büyük sorun işyerlerinde değil; aksine evlerinde, artan ev işlerinde, artan bakım sorumluluklarında ve üzücü ki yine devamlı surette artışta olan ev içi şiddette.”

UNDP’nin yaptığı bir araştırmada, pandemi döneminde evişleri ve bakım konularında kadınların erkeklerden dört kat fazla zaman ve emek harcadığı vurgulanıyor. ‘Bu dönem eşitsizlikleri ön plana çıkarıyor ve dezavantajlı grupların yaşadıklarını iyice perçinliyor’ sonucu elde edilmiş.

Aslında biraz dikkatlice okuduğumda bu haber bile yanlı geliyor bana.

Ne demek ‘bu dönem eşitsizlikler ön plana çıkarıyor’?

Bilinçli veya bilinç dışı önyargılarımız var bence toplum ve erkekler olarak.

Kadınlar ile erkekler arasında önemli tespitlerimden biri, eşit şans tanındığında benzer eğitim almış kadınların erkeklere oranla çok daha fazla ‘multitasking’ (aynı anda çoklu görev üstlenebilme becerisi diye özetleyebilirim) olmasıdır diyebilirim.

Ev işleri ve bakım sorumlulukları artsa da yıllar içinde kadın ekip arkadaşlarımın bu gibi durumlarda her zaman önceliklerini belirleyerek hareket ettiğini, aynı anda birden fazla yerde olmayı başarabildiğini ve alışıldıktan çok daha pratik bir şekilde işlerini tamamlayarak, sorumluluklarını aksatmadan ve hatta fazlasıyla yerine getirdiğini gözlemlemişimdir.

Pandemi dönemi vurgusuna gelirsek de işverenler olarak kadın veya erkek fark etmez, ailevi ve kişisel konularda ya da sorunlarda bu arkadaşlarımıza bir parça daha empati gösteremediysek ekipten kopmalar tabii ki yaşanacaktır, daha doğal ne olabilir ki?

Bence UNDP’nin araştırmasından çıkan sonuç okunduğunda çıkarım şu şekilde olmalıydı: Dört kat daha fazla efor harcayan kadın çalışmaktan vazgeçmemiştir, olsa olsa özverisinin fark edilmediği yerde olmayı istememiş olabilir.

Yıllar içinde kadın çalışma arkadaşlarımdan öğrendiğim önemli konulardan biri de özverili çalışmalarının görüldüğünün farkında olunmasına verdikleri önem. Eğer bu fark edilmiyorsa, tabii ki gemileri yakmaktan çekinmeyebilirler, ama bunun farkında olan bir ekibin önünde de kim durabilir ki bir düşünün lütfen.

Biraz evvel değinmiştim, şeflerimizde biraz erkek ağırlığı var ama o da biz öyle istediğimiz için değil, bu meslek uzun bir zamandır ‘erkek işi’ olarak görüldüğü için böyle oldu sanırım.

Sadece bizde de değil üstelik, biraz araştırınca 2019’da yapılan bir ABD datasına eriştim. Türkiye’de bu şekilde bir istatistik tutulmuyor sanırım. Amerika’da şeflerin yüzde 77’si erkekmiş. Ve ne üzüldüm ki bu adamlar aynı işlerde kadın şeflerin yüzde 30-40 üzerinde gelir elde ediyorlarmış. Bu konuya ayrıca geleceğim.

ABD 2019 DATASI / Şefler ve Baş Aşçılar /  İşgücü

506k, Ortalama Yaş 40

Cinsiyetlere Göre Dağılım:

Erkek İşgücü – 392k (yüzde 77)

Kadın İş Gücü – 114k / (yüzde 23)

10 Yıllık Projeksiyon Tahmini Büyüme;yüzde 9,62

Ortalama Erkek Maaşı; $38,465

Ortalama Kadın Maaşı; $28.270

Türkiye’deki şef sayısıyla ilgili bir araştırma veya veri maalesef tutulmuyor (Ben bulamadım).

Ne mutlu bize ki MSA her yıl daha yüksek oranda kadın şef mezun veriyor. Şubat 2021 profesyonel eğitimlerimizde kayıtlardaki artışlara inanamazsınız. Helâl olsun.

Bence neden mi kadınlar? Aklıma gelenleri sıralayayım:

 – Kendimi en rahat hissettiğim taraf egosantrik olmamaları; farklı görüşlere ve başka fikirlere daha açık yaklaşıp daha kolay adapte olabilmeleri ilk aklıma gelen yanları.

Çünkü bir kadın günlük hayatında o kadar çok farklı konuyla uğraşıyor ki konulardan birine dair hayatını kolaylaştırıcı bir öneri aldığında, otomatikman bir iki saat, bir iki gün, bir iki fersah kazanabileceğini biliyor. Üstelik tecrübeli. Bebek bakımından ev temizliğine, mutfak alışverişi ve hazırlığından kişisel bakımına kadar o kadar çok konuda tecrübe yaşayıp görüyor ki gün içinde ve hayatı içinde, iş yaşamı neden farklı olsun ki bir kadın için?

 – Tüm ekibin başarılı olması için kendilerinin sorumluluk alanında olmasa da farklı bir işi üstlenebilme kabiliyeti ise bir başka aklıma gelen değeri kadınların.

Bu da gündelik yaşamdan iş yaşamına adapte olmuş bir beceridir bence kadınlar adına. Çünkü bilirler ki o iş yarın tüm ekibin yaptıklarını baltalayabilir ve/veya kendisi dahil belki de aynı işin tekrar yapılmasına sebep olabilir. Bu düşünce şekillerindeki doğal bir yapı olsa gerek, biz erkeklerde yok. Belki de var da çoğumuz kullanmıyoruz. Nedenini bilemem.

– Hata yaptıklarında daha kolay kabul edebilmeleri ve akabinde tersine harekete geçebilmeleri, yıllar içindeki bir başka önemli gözlemim.

Bu aslında biraz da toplumun dayatmasının bir sonucu bence. Biz salak erkeklerin hata yapma hakkımız yok, yapmayız ya zaten! Kadın ise zaten güçsüz olan taraf, hata yapmaya hakkı vardır, yapar da!

Bence herkes hata yapabilir, önemli olan hatanı görüp işi düzeltmen. Ama görürsen ya da kabul edersen.

 – Detay gerektiren işlerde çok daha titiz çalışmaları, bir başka üstünlüğü kadınların. Detaylardır değil mi başarılı bir işi diğer işlerden ayıran?

 – En önemli konu: İtiraf edeyim benim bu kadar çok kadınla çalışmamın en önemli nedeni, güveni, güvenimi ve güvenmeyi hak etmeleri.

Örneğin ortağım bir kadın. MSA’nın finansı da 10 yılı aşkın bir süredir bir kadın yöneticide. Pazarlama, profesyonel eğitimler, workshoplar, catering departmanlarının başları ve tabii ki kadroları hep kadın ve ben hem güven hem gurur duyuyorum bu kadın iş arkadaşlarımla. 

Tabii ki erkek çalışma arkadaşlarıma da güven ve gurur duyuyorum ama bugün konum kadınlar, erkekler kusura bakmasın. 

Sohbet ederken duyduklarım da göğsümü kabartıyor ne yalan söyleyeyim.

Bu güvenimi bildikleri için kendilerini işlerine karşı daha da sorumlu hissettiklerini ve kendilerine emanet edilen işi ya da süreci de çok daha fazla sahiplendiklerini konuşuruz bazen samimiyetle.

Bir de hissimi paylaşmak istiyorum müsadenizle.

Tanıyanlar ya da bu köşede yazılarımı okuyanlar bilir. Sadece ve sadece en iyilerle çalışmayı seven bir iş anlayışım var. Bu en iyiliğin üzerine bir de patronculuk oynamak doğal olarak hem gereksiz, hem de saçma gelmiştir oldum olası bana.

Zaman içinde şöyle bir şey oluştu ekipte; Kadın olsun erkek olsun, konunun ilgilisi kimse, onun tecrübesine, çalışmasına ve bilgisine güveniyor ve o arkadaşımın kararları üzerinden yürüyorum ileriye. Ama her nasılsa bu erkekler tarafından daha olağan karşılanıyor ama kadınlar daha çok değer veriyor bu yaptığıma. Böyle hissettim hep.

Toparlamak gerekirse; Kadınları seviyorum, kadınlarla çalışmayı da seviyorum.

Her bir bireyin cinsiyetinden bağımsız olarak sevdiği işi, sevdiği mesleği yapmasını ve bunun karşılığında da hak ettiğinin kendisine ödenmesini savunuyorum.

Burada önemli olanın ise kişinin kadın ya da erkek olmasından çok, kendisinin güçlü yanlarını kullanmasına imkan verecek, iyi hissettirecek, geliştirecek ve tabii ki özgüvenini destekleyecek bir ortam oluşturulması olduğunu düşünüyorum.

Ben iş yaparken, yukarıda yazdığım tüm bu olguları da aklımın bir tarafında tutarak, işe alımlarda, aynı kabiliyetlere sahip iki kişi arasında seçim yaparken, diğer bütün kriterleri kenara koyup, o işi en çok isteyene vermeyi tercih ediyorum diyebilirim.

Yazarın dileği:

Kadınların yönettiği bir Türkiye.